bana bunlar denk geldi...

29 Ocak 2010 Cuma
bu hafta sonu  kar yağdı ..planlar altüst oldu ....ali poyrazoğlu tiyatrosundan iyi günde kötü günde oyununa biletim vardı ama kar nedeniyle iptal olmuş...banada o gün filme gitmek düştü... morganlar nerede saat itibariyle tek uyan filmdi.... 5.dakikada filmin olayı belliydi ....aşk meşk.. ikili ilişkilerin arızalı hal ve gidişatları vs vs...ama bu ilişkide adam hakkatan gerzekti sölemeden geçemeyecem ... yuh artık dedirtti bana....
gelelim ikinci filme....cem yılmazın tüm filmlerine ilk gün gitme başarım bu filmde olmadı ...niyeyse pek bi gidesimde yoktu ...kendisini tek geçmeme rağmen.... bu filmede ee tamam bunun saati uyuyo bi bakayım diye girdim ....acayip eğlendim ..acayip güldüm .... esprileri süperdi ....resmen  filmden çıktığımda yanaklarım acıyodu ...kulak kenarlarımdan topladım yayılmış ağzımı ....bence en komik filmi bu olmuş..bi de herşey çok güzel olacak var tek geçtiğim..onun tadi başka...ama bu filmde beni pek bi güldürdü hani yani..... fragmanıda işte burda


bu arada filmcilere bi haber daha....11-21 şubat tarih aralarında uluslararası bağımsız filmler festivali mevcut ...arkadaşım kian  bana mary & max filmine bi bilet aldığının müjdesini bile verdi.... işte linkte burda  tık tık ...bakmadan karar vermeyin derim.... ii seyirler ola...

mykuuu bildiriyo...

27 Ocak 2010 Çarşamba
kar istanbula uğramaya karar verince bende fizandaki evimden bi hafta ayrı düştüm...annemin evine sığındım ... bi hafta bu yaw....evim evim diye tutturdum ..kendimi evsiz yurtsuz hissettim...öle ekmek elden su gölden diyemedim ....bugünde artık baktım kar kalktı...yollara arabalar çıkmaya başladı evime kavuşayım dedim ...işten çıkıp bastım gaza...yarı yolda kar başladı pek oralı olmadım .....eve bi kaç km kala baktım baya bildiğin tipi.... olsun dedim hava durumuna baktım perşembe kar felan demiyo ....evin olduğu siteye girdiğimde anladım ki yanlış zamanda yanlış yerdeyim...heryer bembeyaz..arabalar kardan görünmüyo....ama olsun dedim ....bunada varım ..eve girer kaloriferi gazladımmı bi saatte misler gibi kahvemi alır yayılır geberirim ....içeri girdim ki bi uğultu....neyse benim klasiğim ki bu bi mykuuu klasiğidir...evde biri varsa kapı tekmelenir...sevgili evde yok benle eve iştirak ediyodur o kapıyı açarken ya hadisene baskısı zıplanarak yapılır ben kapıyı açıyosam telaştan bi türlü açamam o kapıyı çünkü çişim ucundadır....bildiğin nefes alsa kendini salacak durum ....ben o durumda eve girdiğimden ayakkabıları çıkarmadan çantayı paltoyu içeri fırlatıp çizmelerimi tepikleyip banyoya koştum ama nerdeyse sımsıcak barındırdığım çişim donacak ....bu ne yaw dedim ...çiş faslı atlatıldak sonra çantaları kapı önünden çekip sesin geldiği yere gittimki ne göreyim .... mutfak penceresi açılmış ..içeride kar birikmiş....oha yani...evden kar küreyen ilk ist insanı olma becerim kayıtlara geçsin istiyorum...tezgahın kenarında duran likit yağ şişelerinden zeytin yağ donmuş iç gıcıklayıcı bi hal almış...çiçeklerime koştum hemen nolmuşlar diye....çiçek saksılarının dibine koyduğum kaselerdeki su kristallerine inanamadım ....kaloriferi açıp önce evi kolaçan edeyim dedim ..olur ya çalışma odasına bi tilki inmiştir...yatağımda kurt nine yatıyodur... yok ama fotosentez yapmayan tek canlı benim bu evde..bi ev bu kadarmı soğuk olur....sümüğüm dona dona odaya gelip b planı yaptım....kaloriferin önündeki koltuğu ordan alıp diğer duvara dayadım ..açılan peteğin önüne minderlerimi koydum ...fırında pizzamı pişirdim hemen yuvarladım ...kahve suyu kaynarkende hemen kayıtlara geçeyim bu durumu istedim .... ve o tipi hala devam eder durumda ..belki yarın işe gidemem ...bellimi olur.. bak şimdiden üzüldüm ...puahhahahaaa......

two minutes

One year in 120 seconds from Eirik Solheim on Vimeo.

five minutes


benimde mimim oldu :)

25 Ocak 2010 Pazartesi

ahanda mimlenmişim...blogcada ii bişey olsa gerek ...esrarengizseyler in isteği üzerine 7 madde esracengiz şeyler yazıp fotoyu başa eklemem gerekiyomuş...valla hayat denen şey gayet sıradan ..geldik yaşıyoruz..öle çok farklı durumlar yok ama deneyelim bakalım ...


1-devamlı kaybolan bi kişiliğimdir...hiç adres bulamam...tarif sorsam bile aklımda tutamam....benzinim bitene kadar dolaştığımı bilirim ...ama hiç şikayet etmem bu durumdan..yeni yerler keşfettiğimi iddaa ederim..ama biri nereyi keşfettin diye sorsa ikinci kez götüremem işte ora derim ....
2-hiç bi yere zamanında yetişemem....bi arkadaşım benden illallah edip sen nikahınada geç gidersin kızım demişti...aynen de öle oldu ...ahahahaa.....komikti bence....neyse....
3- yüzmekten korkarım ....ama yenecem çok yakında....bi de böcükgillerden tiksinirim ..en fena şekilde....
4-rakamlarla aram hiç ii değildir...hayatımda matematiğin yeri yoktur....hesap makinasıyla bile yanlış hesap yapma becerisine sahibimdir...
5-şeftaliye bırak dokunmayı ismini bile duymak istemem..pamuk kullanamam...ölünce mıçıma peçete tıksınlar vasiyet ediyorum burdan....dişimle ip mip koparamam....fikri bile beni diken diken ediyor.....
6-ölü gibi uyurum ...uyuduğumda dünyam değişiyor....ailemi iki kere kapı önünde bırakıp sabah olduğunda komşulardan dinlediğim durumlar olmuştur....ne uyudun be akşam alt kat komşunuz pencereden sizin eve girip içerden kapıyı açtı..baban kapıyı kıramadı ..sen hala o hengamede uyudun öldün sandık gibisinden feci hikayelerim vardır....bi de her ortamda uyuyabilirim ...toplu taşımada ,derstte,bankta,hiç farketmez...hatta bi kere trende ayakta uyumuşum ..elimdeki çantayı yere düşürmüşüm..önümde oturan hatun kişinin incemi ince naylon çorabı kaçınca hatun kişi tarafından koparılan feryadı duyunca tasımı tarağımı toplayıp ilk istasyonda inmişliğim vardır...
7- çok dağınık durumlardayım genelde....ola ki eşyalarım toplu olsa bile kafamı toplamam çok zordur...ne diyeceğini unutanlardanımdır.....
8 de ben ekleyeyim ...kuralları pek sevmem uyuyo gibi görünsemde illaki bi yerinden kaçamak yaparım ....dolayısıyla ben kimseyi mimlemiyorum ... esrarengizşeylere de mcuklarımı gönderiyorum ....

olmaz mı !....

22 Ocak 2010 Cuma
eskiden radyodan şarkı tutardık..sıradaki şarkı benim olsun ... olsun al tepe tepe kullan.....çünkü herseferinde en olmadık şarkı bana denk gelirdi...
şimdi tuttuğum şarkıyı netten 20 kere arka arkaya dinleyip oh bu da bana geldi bu da bana geldi ...oo sustumu ne bi daha dinleyeyim ..oh bi tık daha diye abartmaya bayılıyorum .....
eziklik ne zor arkadaş yaw....
neysem bu şarkı tamamen bana gelsin.....
 eee bi dinle derimm....
kulaklık ve kahveyle daha güzel gidiyo ....
biri ışıkları kapayabilirmi....

olala

21 Ocak 2010 Perşembe
herküçük kız çocuğu gibi bende küçükken saç fırçasıyla ayna karşısında şarkı söleyenlerdendim.... kendimi hep başkası gibi düşünüp öle davranmaya çalışırdım ...niyeyse....bu bi komşu teyze..kapıcının karısı da olabilirdi bi şarkıcı bir oyuncuda.....o gün keyfim neyi istiyosa o oluyodum kendi dünyamda... ayna karşısına geçip mimiklerini yakalamaya çalışıyodum...kimseye çaktırmadığımı sanıyodum ama annem arada kıstırıyodu ... yaşım ilerledikçe bu bende kalıcı bi arıza olarak yapıştı kaldı .....yolda biri bana adres sorsun sölediği tonu yakalama çabasına girer aynı tonda cevap veririm ..... hiç tanımadığım biriyle 2 saat oturayayım mimiklerini alırım ...öle oturuşkan bi kişilik yok bende yani....bi nevi bukelemunyak hatun vaziyetlerindeyim....anadolunun bağrında bi köşede doğsam bu yaşta 8 çocuğum 2 torunum felan olurdu ....şu an istanbulun göbeğinde 8 yaşındaki çocuğun bile benden daha makul olduğunu ve sosyal hayata daha uyumlu olduğunu düşünmeden edemiyorum .... sevgili kişisi evde sehpaya çıkıp şarkı sölememi yasakladı ...sehpanın ayakları yamulmuş....yaw sahnem orası benim....beni var eden yer....anlayış istiyorum ....noluyo sonra böle bastıra bastıra... sönük bi yıldız olarak wc köşelerinde şarkı sölemeye başlıyorum ....gelgelelim başıma gelen olaya....öğlen yemek yediğim bi kafe var ....her öğlen siparişimi verir yemek öncesi çişe gider elimi yıkar siparişimin gelme süresini böle değerlendiririm kendimce.....gene gittim verdim siparişimi girdim wc ye huzur içinde yaptım çişimi....zihnimde bi şarkı ...kıpır kıpır bi melodi....sabahta öle bi uyanmışım ki içimde 40 kelebek çıpınıyo pürneşe uyanmışım....o saate kadarda neşemi hiçbişey bozamamış ....neyse çıktım wc den elimi yıkayacam aynayı görünce ben o neşenin gazıyla elimde hayali mikrofonum başladım şarkımı söleyip dans etmeye.....ohhh....sabahlar olmasın .... tam da o esnada bi hatun içeri girmezmi.....zönk kalakaldım .....hatun pardon müsait değilmisiniz dedi..... akşam sahneye çıkacamda prova yapıyodum anam beğendiysen yarın gene gel belki provama denk gelirsin gene diyesim geldi.....puahahahaa...... buyrun buyrun deyip çıktım wc den ..... oof yaa...deşifre olmanın verdiği yıkımla masama kös kös oturdum ..... napıyım yaw... eminim bende bi gün böle şarkı söleyen bi hatun kişiyi basacam .....o gün sarılıp öpecem o kişiyi ve kankim ilan edecem .... :)

Je vais bien, ne t'en fais pas

20 Ocak 2010 Çarşamba
arkadaşım kian-aikon geçenlerde bir dvd verdi...izle süper bi film...hüngür şangır ağlayacaksın dedi...evet biz dişi varlıklar ayrı bi haz alıyoruz böle şeylerden ...neyse bende aşk meşk işleri sandım ...kaç gün çantamda dolaştı... sonra aman izleyeyimde ağlayayım dedim ve resman babalara geldim ...aşk meşk değilmiş konu ...illa izleyin diye ısrar etmek istiyorum ...ağlamadım ama kafamdan çıkmıyo ...gün içinde ne yaparsam yapayım fonda filmin müziği çalıyo...işte fragmanı ...



çok güzeller

19 Ocak 2010 Salı

pek öle netten alışveriş yapan biri değilim ..hatta heç değilim ..bu ilkti..ama devamı gelecek ...ilk siparişimi geçen perşembe kağıttan gemi exlibrisimi almak için verdim..pıttt cuma sabahı masamda duruyodu...aşık oldum... bi an gözümden ayırmak istemedim ...hemen ikincisinide sipariş ettim...pıttt...su an ikinciside masamda duruyo ve hayran hayran bakıyorum... lebrizshop.com a itinayla sarıp sarmalayıp çok hızlı bir biçimde bana ulaştırdığı için huzurlarınızda teşekkürü bir borç bilirim ....bi sonraki alışverişim süleyman saim tekcan ın atlar ve hatlar serisinden birine kavuşmak için olacak ama önce kendime bi sponsor bulmam gerekecek galiba...
not: exlibris nedir diye soranlara buraya bi tık
  

tersin karesi t2

18 Ocak 2010 Pazartesi
2 çeşit hayat var...migrenli hayat ve migrensiz hayat ....migrensiz hayat çocukluğuma tekabul ediyo ki pek bişey hatırlamam beklenemez.... 20 li yaşlardan sonra migrenli hayat başladı zaman içinde kabullendim..onla yaşamayı öğrendim..ya da buna inanmak istiyorum... bütün gece uyumadım ...ağrı nöbetlerinden birini bırakıp diğerini aldım ..kus kus kus midem acıdı ...suratımdaki tüm deriler arkaya doğru çekiyo...sanıyorum ki gözüm kafamın üstünde ağzım gözümün yerinde kulağım boynumda...saçmasapan bi his.....baktım saatin çalacağı yok kalkıp yüzümü yerleştireyim oldum.....uyuşuk beynimden bi eylem beklenmesi saçma olur ama...öle ne kadar oldu bilinmez yatakta oturup çoraplarıma bakarken buldum kendimi.. ...evde yalnızım .....hoooooo....kalk geç kalıyosun ....ne öle bön bön kaldın orda diyende yok...ne kadar kaldım bilmiyorum...vesonra çişe gidip klozette oturup öle bekledim..... beyinde bi yerden sonra iflas ediyo bütün gece eğilip kustuğun yere mıçını koyunca şaşıp kalıyo haliyle...sonra dişimi fırçalarken kendimi aynada görüp bakakalmışım....gördüğüme şaşırdım herhal...iki gözüm iki kulağım yerli yerinde enteresan.....işe gitmesem ne güzel olur ama o ihtimal geçerli olmadığından ss kuralı... kırk saat offf ne giycem ben şimdi....akşamada kar yağacakmış yedek çanta yapayımda fizandaki evime ulaşamassam şehirde kalırım muhabbetine çantaya tel kitap yedek kıyafet ıvır zıvır doldur..bi sürü fasafiso...evden çıkmam kaç oldu hiç bi fikrim yok....yola çıktım ki ptesi cehennemi başlamış...iki damla yağmur düşmüş kazalar peşpeşe....uzun olan yol sanki 10a katlamış....dedim bugün belli oldu ....budur yani....bugünü hiç yaşayasım yok ...yukardan bi güç gelip arabanın üstüne kanca taksa yukarı çekse salı sabahı aynı yere bıraksa olmazmıydı....şöle olmalıydı...bu meret benden bi saniye bile ayrılmıyo... hep bi ağrı var .ok.ama kriz olduğu günler harbi çekilmez oluyo... o günleri yaşamasam sonra ömrüme bonus olarak eklense ....hayır yani diğerlerinin migreni yok ...haksızlık değilmi bu..madem çekiyorum ben bu mereti bunun bi artısı olmalı ....belki var da ben bulamadım henüz..incemelerim sürecek....bi bok olmayacak diyen varsa şu an ağzının orta yerine sümsüğü yapıştırasım var ......geçte olsa iş yerine varmış bi pc başı insanı olarak hiç kıpırdamassam bugünü böle geçirebileceğimin telkinini verdikten sonra öğlene kadar idare ettim....yemek sonrası ofise dönüncede salkımı yuttum....patron kişisi kapıda beni bekliyodu....odamın kapısına kadar peşimden gelip içindeki tüm kin ve öfkeyi üzerime boca etti...acaba bana o sözleri sarfetmeden önce evde çalıştımı ....arka arkaya her konuda yerden yere..... tamam diyorum ..heee yaparım diyorum ...yok dolmuş herif....kocaman sesiyle hönkür hönkür tepemde ne kadar durdu bilmiyorum bi süre sonra dinlemedim ...valla kafamda sana yer yok diyesim var ama susuyorum....neyse bi süre sonra sakinleşti....öleee...bildiğin mutlu insan...eve gitmeden karısına telefon edip yavşayacak hale geldi adam yaw....hayır şu zmandada bana bak zaten migren beni benden almış ne dediğini anlamıyorum işinide al ben gidiyorum deyicek döt bendede yok .... bekliyorum adamın gitmesini....akşam 5 oldu ....her ptesi 3te giden adam hala ofiste...ama benden bu kadar...şu an itibariyle bozuyorum kendimi...çalışmıyorum yeter...sen orda otur ben blogumla dertleşiyorum ...6 da of düğmeme basar bugüne bi son vermesinide bilirim .......

kek vakti

16 Ocak 2010 Cumartesi
bi kez daha anladım ki ben de bu takıntı ....yemek memek işlerinden anlamam...yemeğe bi misafir gelecekse içime bi hafta önceden sıkıntı basar ....salata yapayım masayı düzenleyeyim benim işim biter...misafirler bulduklarını yesinler işte...ama yemekten sonraya konu gelince hemen devreye giriyorum...kekler kurabiyeler yapayım bayılıyorum...resmen kek yapmaya fırsat kolluyorum..her fırsatta tarifleri değiştirmekte adetimdir..her seferinde heyecanlanıp şunuda koyayım bunuda ekleyeyim oluyorum...dün kuzen aradı..pazar kahvaltısına çağırdı...benimde kek yapmam için fırsat doğdu....kahvaltıda kek ne alaka demeyin...illaki sonra bi kahve içilecek...ee yanında kek lazım....yalanmı ama....diğer takıntımda kahve ama o çok daha vahim bi halde...o konuyu hiç açmayayım..işte kekim....fırından yeni çıktı.... yaban mersini ve damla çikolatalı.... missss.......

çok pratik :)

14 Ocak 2010 Perşembe

son tahlilde çıkan demir eksikliği için doktorum diyetisyene gitmemi önerdi...gittiğim diyetisyen ise bana uygun bi liste yaptı ...listemde sabahları 2 kayısı 2 ceviz içi, arada atıştırmalık kuru üzüm akşamları 10 fındık verdi.hemen bunları uyguladım ama sabah gözümü açmadan o kavanoz bu kavanoz angaryasıylada bi süre sonra bunaldım.... ikea nın küçük ev çözümlerinden birini hemen eve uyguladım...
belki bu sizin içinde bi çözümdür..ben gayet memnunum....ne diyelim..herşey sağlık için :)

haftasonu filmleri

11 Ocak 2010 Pazartesi
bu hafta sonu 3 film izledim ....

death defying acts: catherine zeta jonesun güzelliğini fazlasıyla sergilediği  guy pearce ın kaslı vuduyla içli dışlı olunduğu öyküsü gerçek hayattan alınan bi film... bence daha iyi anlatılabilinirmiş ama genede bunaltmadan izletiyo....
dublicity: olaylar bi ara hakkaten karmaşıklaşıyo ama film sular seller gibi akıyor...kurgusu ve oyuncuları ii.. ne diyelim kazanan aşk olsun..

 dan in real life : ben güldüm ...malum romantik komedi...illa bi pazar dil altı hapı gibi böle bişeyler seyrediyorum...bu türü sevenlere öneririm....
işte bu da fragmanı:






 

bugün burda cumartesi.....

9 Ocak 2010 Cumartesi
dokundu şimdi bana bu şarkı :(

i see you

7 Ocak 2010 Perşembe

hey hey..aleme uydum avatarı 3d olarak bende gördüm .....  2.5 saat görsel bi şölendi....bir saat daha uzasa naviceyi sökecektim...: ) film çok övülen bi film biliyorum ama konu klasik amerikan filmi olduğunu bize harbiden hissettiyor ve bu durum beni bayabiliyor....... yinede hoş vakit geçirdim ....onca masraf onca çalışma....film sektörüne devasal yatırımlar.....o kadar milyon dolarla acaba afrikada kaç aç doyar ... kaç çocuk okutulur..bilimde sağlıkta ne kadar yol alınır...dünya ve insanlık adına neler yapılabilinir....bence düşündürücü ...ama anlaşılan sinema dünyası 3d yi çok sevdi .... bende film öncesi bir 3d fragmanı izledim ki heyecanı şimdiden bastı....bir tim burton hayranı, hastası ve fanatiği olan ben şimdiden alice in wonderland ı görmek için sabırsızlanıyorum....

koku

6 Ocak 2010 Çarşamba
yaşam içinde pek farketmediğimiz yada çok azını anımsadığımız detaylardan biri koku.....ee tabi bir de vazgeçemediğimiz kokular var. bu kokuları tarif edemesekte hemen arka arkaya sıralayabiliriz....ama bu kitapta sayısız koku ve koku tarifleri muhteşem bi  dilde anlatılmış....yazar bu kadar çok kokuyu nasıl biliyor şaşırmamak imkansız.....romanlarda detayları ve uzun tasvirleri sevmeyenler ilk bölümü biraz sıkıcı bulabilirler ama kurgusu ve finali için genede okumanızı öneririm ... bu denli kuvvetli bi hayal gücüne sahip olan insanları gerçekten kıskanıyorum ...müthiş bi konu ve en umulmadık son bence.....ben hala kitabın etkisiyle farklı kokuların farkındalığının peşindeyim....yazarın bu ilk romanıymış...hemen ikinci romanı güvercinide gidip aldım ... okur okumaz onuda paylaşacağım...


"...yaşadığımı koklamak istiyorum
bir koku uzaktan yakından ya da kendimden
kulak memelerinde şebboy
saçlarında o koku
ki öptükçe öpüldükçe büyüyen
her yel estikçe getirir düşlerime
koklarım çok uzaklardaki anılardan seviyi
bir yel esmiş mi esmemiş mi
bir kıpı dal oynasa
bir yaprak kıpırdasa
duyulur duyulmaz olsa da
içimdeki mağaralarda besler büyütürüm
her ne olursa olsun bir koku
yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı..."
                  aziz nesin (acılı gecenin bitiminde)

iki süper film birden

3 Ocak 2010 Pazar
 pazar pazar napılır..hele ki mevsimlerden kışsa ve hele ki tek başınaysan ve canın sıkkınsa.... tabiki en yakın alışveriş merkezine gidilir ve güldürmeli eğlenceli bi filme bilet alınır..... evet ben gerçekten bunu denedim ....öğlene doğru uyandım ...bişeyler atıştırıp sinemaya gittim..sözüm ona erkenciyim....ama saat 22:00 e kadar ki tüm seanslarımız dolu yazısıyla bu plan aynen suya düştü..... canı sıkkın bayan napar.... her zamanki kadın 3lemesi işe yararmı diye bakar.... yani alışveriş ....yani saça başa değişiklik ....yani bunun 3.sü neydi ....herneyse ..gerek kalmadı zaten ....çok cici bi elbise alıp kendime ağzım kulaklarımda eve geri döndüm ....dvd deki filmler arasından hemen iki tane seçip arka arkaya patlattım ....ohhh ne de iyi yaptım ....
ikisinide öneririm.... ben beğendim ...bi lokmacık tadımlık fragmanlarda size.....bu tatdan memnun olursanız kaçırmayın derim ben yinede :)) 

500 days of summer




cassandra's dreams 
bu filmdeki arabalara bayıldım :) 




küçük bi öykü bu ..herkesin başından geçen ...

bir gece aniden bi şimşek çaktı ...arkasındanda bi patırdı koptu ....gerçekten ürpertici kocaman bi sesti...ses dalga dalga yayılarak uzaklaştı ....sonra bardaktan boşanan yağmur başladı...rüzgarın sesi bütün odanın içinde dolaştı ......
___korkuyomusun yamık prenses...korkuyosan yanıma gel sana sımsıkı sarılayım......
___hayır korkmuyorum ..neden korkayım ki ..ben kocaman biriyim ....korkmam....
sonraki gece aynı ışık gene çaktı ....ve hiç durmadan arka arkaya çaktı ......yağmur o kadar şiddetliydi ki sokak görünmüyo mekanlar kayboluyordu ....
___korkuyomusun yamık prenses...korkma bak ben yanındayım.....
___ben hiç korkmadım ...neden korkacam ki....
sonra bahar geldi.....pencerelerden çiçek kokuları içeri sızdı ...minik meltem esintileri kocaman sevinç pınarlarının suyunu içimize akıttı..... havalar yavaş yavaş soğumaya başladı...ve gene kış gelmek için ilk ışığını gönderdi....gürültü de pek tabiki peşini bırakmdı .....
___korkuyomusun yamık prenses...korkmasanda sana sarılmak istiyorum......
ve sarıldılar......ta ki uykuya dalana kadar.....
yamık prenses sabah o sıcak kolda uyandığında anladı ki belkide korkmak lazımdı ....çünkü sarılmak için bundan daha iyi bi bahane bulunamazdı ......öğrendi o ışıkla korkmayı .....bütün kış her şimşekte sarıldılar.....
bir sürü kış geçti.....sayısız şimşek ...sayısız kucak dolusu sıcak an.....
sonra öle bi kış geldiki yamık prenses hiç ummadığı bi anda yakalanmıştı o ışığa.....çünkü yamık prenses korkuyu öğrenmiş buna güdülenmiş her ışık her sesle irkilir hale gelmişti.....ama odada yalnızdı ..artık korkuyomusun diye soranda yoktu.....içinden bi şarkı mırıldanmaya başladı......bi mum yaktı .... mumun dansını izlemeye başladı ve gelecek kışları düşündü.....ve kendine söz verdi.....artık hiç korkmadan sarılacam ....ama şimşek artık çakmasan diyorum..bütün gürültünüde peşine tak  ve git....

offfffffffff

1 Ocak 2010 Cuma
nefes alamıyorum....
2o1o....
çekil git başımdan....
: (