30 Aralık 2010 Perşembe
istanbul hatırası : aslında kitap çıkar çıkmaz alıp okudum ama ah bu tembellik diyorum ... istanbul konu olunca insan duyarsız kalamıyor malum .. öncelikle şunu söyleyeyim inanılmaz akıcı ilerliyor roman ... okuyan arkadaşlarımdan şıp diye katili bulup beni gıcık edenler olsada ben daha saftane bir şekilde okuduğumdan herhal hiç çakamadım durumu ... yazar samatya'yı balat'ı öyle güzel anlatıyor ki aynı yolculuğa bende çıktım onunla..anlattığı herşey gözümün önünde canlandı ... 3 kafadarın yaptıkları bahce muhabbetlerini hoş sohbetlerini çok kıskandım ... ahmet ümit'in tarihçeye çok iyi hazırlandığı aşikar... istanbul 'un tarihçesini  okuyan herkesin kafasına nakşedecek şekildede anlatmış ... ve dedim ki o kadar çok kitabını beğenip filmini seyredince hayal kırıklığı yaşadığım örnekler olsada, bir de hazır böyle hazırlanmış bir kurgu var istanbulu anlatan , neden film olmasın ...evet bunu dedim  kendime.... gerçekten... roman üzerine sölenecek çok şey var o kesin de ben genede  tadında bırakayım henüz okumayanlar için...
katya'nın yazı : yazarı Travenian ... bu ismi görünce zaten insan temkinli olmalı değilmi.. şibumi den sonra nasıl bir aşk romanı çıkar diye meraklanmamak elde değil...velhasılı  kurgu süper..karakterler süper.. final şok ... tamam her şekli düşünüyor insan okurken ama finalde bu kadarını nasıl düşüneyim ey insanoğlu deyip kalıyosun .... tokat gibi bir roman .... ayrıca travenian müptelasıda edebilir insanı dikkatli olun ...ben şimdiden infazcı yı alıp bir okusam telaşını kendimde hissetmiyor değilim ...

kafam hep karışıktır oldum olası

28 Aralık 2010 Salı

Jehan Barbur - Dalyan Deltası  Akustikhane from akustikhane on Vimeo.

mim

26 Aralık 2010 Pazar
sevgili lady's beni mim lemişti ... amma velakin uzun bir aradan sonra geri dönebildim ..öncelikle mim için çokçok teşekkürü ve zaman olarak bu kadar çok arayı açtığım içinde özürü bir borç bilirim ...
gelelim mim neymiş... kitaplarınız arasından tesadüfen bir kitap alıp 55. sayfasından seçtiğiniz bir bölümü paylaşın demiş lady's... bir de hatırlananlar tabi ki kitap hakkında....
ben farklı bir kitap olsun istedim ve lady's için beşpeşe isimli romanı seçtim ... farklılığına gelince evet bu bir roman ama 5 ayrı yazarın yazdığı bir roman ... ilk yazar romanı belli bir yerine kadar yazıp diğer yazara teslim etmek suretiyle roman tamamlanmış ... yazarlarımız murathan mungan ,faruk ulay ,elif şafak,celil oker ve pınar kür... bu projenin bir başka farklılığı ise günümüzde kitap yayıncılığında tamamen ortadan kalkmış bir baskı tekniğiyle, çinko alaşımlı klişe kullanılarak tipoyla basılmış bir roman olması ... bununda okura verdiği duygu bambaşka... en azından ben pek bi keyifleniyorum her elime aldığımda ....
 gelelim 55. sayfaya " Bunun üzerine Zehra , kaç gündür yapmak istediği ama yapamadığı şeyi yaptı .Kendini acıtmak istercesine balkona çıktı .Balkonun demirlerini tuttu.Balkondan aşağı baktı , annesinin kendisini nasıl attığını hayal etti.Annesine çok kırgın olduğunu hisssetti.Onu yapayalnız bırakıp gitmişti."