9 Mayıs 2011 Pazartesi
çoluk çocuk : nedenini bilmiyorum ama oldum olası biyografileri okumayı severim .. bu seferde değişmedi ... 60-70 li yılların newyork'u bana masal gibi geldi ... iki genç hayallerini alıp çıktıkları yolda birçok kez birbirlerine tutunarak ilerliyolar....patti smith önce şair oluyor sonra rock and roll tarihine ismini yazdırıyor...ünlü bir ressam olmak isteyen Mapplethorpe ise fotoğraf sanatında unutulmazlar arasına giriyor... yaşadıkları anların derin hisleri sizede geçiyor...gerçekten samimi bir dille aktarılmış....o döneme damgasını vuran andy warhol'lu ,janis joplin'li sanat ve müzik kokan bir biyografi... daha ne olsun ...
kürk mantolu madonna : sonunda kavuştum bu romana... hakikaten de vuslatmış benim için ... hemencecik içine çekip aldı beni... tarifi olmayan duygular öyle güzel ifade ediliyor ki   hatta bazılarını tekrar tekrar okudum ... oku oku otur ağla....tadı damağımda kaldı .... tekrar takrar okunası bir roman ... hala aklıma geldikçe hüzünleniyorum ...merak edenlere cevabım;  hayır mazoşist değilim ...
zemberekkuşu'nun güncesi : şu japon milleti her daim bende hayranlık bırakmış bir millettir ... hep bigün gideyim ortamı bir koklayıp soluyayım derim kendime....amma velakin ben bu adamların animelerine, filmlerine hayranken nasıl olmuşta hiç bir romanlarını okumamışım bilmiyorum ... bu romanlada açılışı yapmış bulunmaktayım ..gerisi gelir inşallah ... işinden ayrılıp bir süre kendini dinleyip sevdiği bir iş bulana kadar evde kalıp karısı kumiko'ya yemekler hazırlayan toru okada'nın sıradan hayatıyla başlayan roman bigün kedisinin ortadan kaybolup sonrasındada karısının işten eve dönmemesiyle başka bir boyuta ulaşıyor... o boyutta inanın bambaşka ...hem sıradışı olaylar  hem de günlük sıradan olayların tasvirleri ve gizem mevcut ... malum japon kafası ... he he... sevilesi bir kafa ...