10 Ekim 2010 Pazar
iki yeşil su samuru : parçalanmış bir ailenin kızı olan nilsu ile annesinin intiharı ile altüst olmuş teoman bizim iki yeşil su samurumuz oluyor... türk aile yapısına göndermeler ,hikayenin geçtiği döneme ait detaylar,duyguların sorgulanması, ilk gençlik çağının karmaşası üzerine nilsu nun kadın olup kadınlığa has kafa karışıklıkları felan derken çok akıcı bir şekilde sona geliyorsunuz ama muradınıza eriyormusunuz bilemiyorum ... sonu hakkında yıkım yaşadığımı sölemek isterim ...


fuck-up : ismi itibariyle halka açık yerlerde kabak gibi açıp okumamanızı önerebilirim , malum meraklı gözler üzerinizde oluyor... konusuna gelince hani bişey ters gidince herşeymi ters gider dersiniz ya... bu deyimin dik alası bir durum var kitapta... adamın başına gelmeyen kalmadı ... ben bir ara ya delirecek ya ölecek dedim ... işi gücü sevgilisi varken en azından vasat sınırlarında dolaşırken çok kısa bir zamanda dibe vurma hikayesi.... dipte öyle böyle değil hani yani .... ben elimden bırakamadım kitabı sizede öneririm ...
kitaptan alıntı ;   -mazoşist misin?
                           -hayır.
                           -her gördüğümde seni yaralanmış görüyorum.
                           -kader sadist.
                                                                           

3 yorum:

birkadin dedi ki...

iki yesil susamurundaki yikimi ben de hatirliyorum, pek feci. ayrica pazar kahveleri de ne guzel di mi ben de az once ictim, sanki karsilikli icmis gibi, kitapta son 30 sayfa yeni haftaya yeni kitap icin debelenmece :) uzel bi hafta olsun

NzN dedi ki...

fuck-up'ı okurken için şişmedi mi peki? ben daralıyorum o tarz kitapları okurken. yoksa bir şekilde kendi içinde sürükleyiciliği var mı? bir yandan da meraklandım bak :))

Nihan dedi ki...

ben buket uzuneri pek sevmem kutubum.senin de seveceğini sanmıyorum.:))
bir gün karşı karşıya gelince kahve içeceğimiz kesinleşti.nasıl bir ritüel o..nasıl bir şiirsel tören..ben de kahve saatimi böyle özene bezene geçiriyorum:)))

Yorum Gönder